Thursday, September 27, 2007

İstanbul İstifamı Kutluyor

Yani şimdi işte son günüm Cuma ya, sonra yeni işe başlıcam mı başlamıcam mı bilmiyorum ama, bir hafta tatil yapacağım kesin. Büyükadaya gitsem diyorum. Bisiklet kiralasam diyorum. Kiliseye çıksam diyorum. Pantolonlarımın paçalarını yaptırsam diyorum. Bulaşıkları yıkayıp evi temizlesem, Zeynep'in eteğini yapsam, deviyana koycak bişiler çiziktirsem, bakayım hala elim kalem tutuyor muymuş. Başka ne yapılır bir İstanbul tatilinde? Biri bana hem 3D hem Flaş öğretsin, çok büyük umutlar vaat ediyorum. Yıldız olurum valla. Supernova. Koray'dan kitabımı alsam, hem de çocukları sıkıştırsam. Yeğenimle parka gitsem. Kafamı kırmaktan korkmayıp şu Linda Hop Hop Altın Top'a gitsem. Aha! Okula gidip çay içsem banklarda. Banka hesabımı düzelttirsem. Kuzguncuk'a gitsem. Hayatımda Bienal'e gitmedim, gene gitmesem. Yok okulda içmesem, Hisar'da içsem çayı. Nüfus cüzdanımı yenilesem! Ohoo... on kişi bir araya gelse yapamaz bu kadar işi.

Monday, September 10, 2007

400 m2 Olympos Notları

Ben geçtiğimiz hafta kürkçü dükkanını ziyaret ettim
bahçemi gördüm, evime giremedim
manolya hariç tüm ağaçlar ölmüştü
habire içtim...
biiiiir çok sıkıldım, ikiiii, yerim çok dar, oooo, senden çok var şarkısı eşliğinde evet, dans ettim
havuzdan sonra tuzlu suyun kaldırma kuvvetini mutluluk göz yaşları içinde teyit ettim
aha, huzur'u yeniden okumaya başladım, yarıladım
kalamar yedim
pek dinlenemedim, yoruldum
daha çok yüzmediğime pişmanım ama son günlerde bir de rüzgar vardı

Ben dönerken aniden kısa bir yağmur yağdı, olympos eski sahibine ağladı, eski sahibi başını hafifçe okşayıp olympos aşkını gene kalbinin derinliklerine gömdü, bu imkansız bir aşk abicim, benim orada barınmam, hayatta kalmam, herhangi bir varlık sergilemem mümkün değil. El kuklası oluyorum ben orada. Olympos beni karnından konuşturuyor.

Daha dönüş yoluna koyulmadan önce özlemiştim bile, o ayrı. Yol boyu ağladım, o da ayrı. Yağmurdan sonra ağaçların rengi inanılmazdı, o da apayrı.
Fotoğraf koyacağım pek yakında.